GEYİKLİ BABA


GEYİKLİ BABA
Rum abdalları zümresine ve Vefâiyye tarikatına mensup bir Türkmen şeyhi.

Türk velîleri için sık kullanılan bir motifi yansıtan menkıbeye göre, Geyikli Baba dağlarda bir geyiğe binip geyiklerle dolaştığı veya geyiklerle ünsiyet edip aralarında yaşadığı için bu şekilde adlandırılmıştır. Geyikli Baba onun adı değil lakabıdır. Fakat bu lakap kendisine geyiklere binip gezmesi veya onlarla birlikte yaşamış olmasından çok, sırtını bir hayvan postuyla örten Kalenderiyye’ye mensup diğer meczup dervişler gibi muhtemelen geyik postuyla dolaştığı için verilmiş olmalıdır. Asıl adının Hasan olması gerektiği Yûnus Emre’ye ait bir manzumeden anlaşılmaktadır. Bursalı İsmâil Belîğ ise onun adını Ulvî Baba olarak kaydeder. Çağdaşı olan Yûnus Emre’nin verdiği isim daha doğru kabul edilmelidir.

Rivayete göre Geyikli Baba Orhan Bey zamanında Anadolu’ya Hoy’dan (Azerbaycan) gelmiş bir derviş olup müridleriyle beraber İnegöl yakınlarına yerleşmiştir. Menkıbeler onun, tıpkı kendisi gibi geyiklere binmiş müridleri eşliğinde Bursa’nın fethine katıldığını nakleder. Kaynaklarda anlatılan diğer menkıbeler Geyikli Baba’nın başka fetih hareketlerine de katıldığına işaret ediyor. Onun katıldığı bu fetihlerden arşiv kayıtlarına geçmiş biri de Kızılkilise denilen yerin fethidir. Bu fetih menkıbeleri sebebiyle J. von Hammer, Geyikli Baba’yı hıristiyanların Saint Georges’u ile efsanevî kahraman Roland’a benzetir.

Başka bir rivayet Geyikli Baba’nın Orhan Gazi ve onun yakınındaki bazı devlet adamları ile olan sıkı ilişkisini ortaya koymaktadır. Geyikli Baba, Osmanlı hükümdarına yakınlığıyla tanınan Turgut Alp ile çok samimi görüşmektedir, hatta bu zat şeyhin müridi olmuştur. Turgut Alp Orhan Gazi’ye kendisinden bahsetmiş, menkıbelerini dinleyen hükümdar onu görmek üzere huzuruna davet ettiğinde Geyikli Baba önce bu davete itibar etmemiştir. Ancak ısrarı üzerine Orhan Gazi ile görüşmeye razı olmuş, bu görüşmeden memnun kalan hükümdar kendisine İnegöl bölgesini bağışlamak istemiş, fakat Geyikli Baba yalnızca dervişleri için inşa edeceği bir zâviye yerinden fazlasını kabul etmemiştir. Yine bir gün sırtında bir çınar (veya kavak) fidanı ile Orhan Gazi’nin ikametgâhının önüne gelmiş ve uzun ömrü temsil eden bu fidanı bahçeye dikerek uzaklaşıp gitmiştir. Bu menkıbeyi nakleden kaynaklar, Geyikli Baba’nın bununla Osmanlı Devleti’nin kutsiyetine ve uzun ömürlü olacağına işaret etmek istediğini belirtirler. Bu rivayetler Geyikli Baba’nın siyasî iktidar çevreleriyle sıkı bağlantısını göstermesi bakımından önemlidir.

Geyikli Baba’nın Osmanlı kaynaklarında zikredilen ve çağdaşı olan bütün öteki Rum abdalları gibi meczup karakterli bir Türkmen şeyhi olduğu anlaşılmaktadır. Orhan Gazi ile karşılaşması sırasında hükümdarın kendisine kim olduğunu sorması üzerine verdiği rivayet olunan cevap çok önemlidir. “Baba İlyas müridiyim, Seyyid Ebü’l-Vefâ tarikindenim” şeklindeki bu cevap , XIV. Yüzyılda Rum abdalları diye anılan bu gazi-dervişlerin önemli bir çoğunluğunun, Tâcülârifîn Seyyid Ebü’l-Vefâ el-Bağdâdî’nin tarikatı olan Vefâiyye’ye ve aynı zamanda Babaî hareketine mensup olduklarını gösterir.

 Cevdet Türkay ise aynı zümreye Erzurum, Sivas, Malatya, Adana, Biga, Bursa ve İnegöl gibi birbirinden hayli uzak bölgelerde “Geyikli Baba Sultan cemaati” adıyla rastlandığını belirtir (Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatlar, s. 373-374). Özellikle Biga, Bursa ve İnegöl bölgelerinin Geyikli Baba’nın bizzat hayatta iken faaliyet alanları olması dikkat çekmektedir.

Geyikli Baba’nın türbesi, Bursa’nın Kestel ilçesine bağlı Babasultan köyündeki külliye içindedir. Türbenin yanındaki caminin avlusunda bulunan ulu çınarın Bursa’daki sarayın kapısında mevcut çınarla aynı zamanda dikildiğine inanılır. Her sene bu köyde düzenlenen ihtifalle Geyikli Baba’nın hâtırası yaşatılmaktadır.
Ahmet Yaşar Ocak

Mehmet Ali Arslan, Name Gazetesi Haber Blog
Daha yeni Daha eski

İletişim Formu