ORDULU YAZAR BİROL ÖZTÜRK YAREN’İ KALEME ALDI
BALIKÇI VE YAREN
Leylekler yirmi ila otuz yıl arası ömür sürermiş, hatta bu kimi cinslerde kırk yıla kadar varabiliyormuş…
Deme öyle “çok yaşayan yüze kadar yaşıyor, topraklar başıma” diye…
Leyleğin ömrü kadar güzel ve anlamlı olsun ömrümüz… Anlamını ve güzelini de düşün biraz, her şeyi yazdırma…
Balıkçı Ahmet “Yaren” vermiş kayığının adını, yazmış da böğrüne doğru “YAREN” diye.
Yaren, tam on dört yıldır yoldaş olmuş balıkçıya ve her sene aynı günlerde gelip konuyor kayının burnuna. Yaren, bağrı ak, gagası bebe pembesi, kanatları az kara, mucize gibi bir leylek… Yaren; dost, yakın, arkadaş, yoldaş, candaş…
Balıkçıya desen ki “anlat Yaren’i” ayırt edici hiçbir özelliğini bilmiyor, ifade edemiyor ama Yaren onu, o Yaren’i hissediyor.
Hissetmek!
Hissederek bilmek ve yoldaş, candaş olmak! Ulan, nasıl da unutmuşuz o hissi!
Teşekkürler hayat!
Teşekkürler Balıkçı!
Teşekkürler Yaren!
Yeşillere ve allara, uzaklara ve yakınlara, sevdaya ve sevgiye, iyiliğe ve merhamete, bahara ve yaza, cemreye ve çiçeğe, toprağa ve suya, rüzgâra ve dalgaya, bir kılıçbalığının hikâyesine, şiire ve gazele, öyküye ve bahara… Nice nicelerine feyz olasın “Balıkçı ve Yaren”!
Ey hayat!
Bize masmavi bir gökyüzü borçlusun, bu kadar muazzam ve imkansız hikâyeler yarattığımız için…