Yurttaş Gazeteciliği Nedir?
1990'lı yıllarda ABD'de yaygınlaşmıştır. İletişim araçlarının yaygınlaşması ile gelişen yurttaş gazeteciliği, kişilerin, dijital araçlar yardımıyla haber üreterek paylaşmasına verilen addır.
Yurttaş gazeteciliği kavramının, akademisyen Jay Rose’un 1999 yılında kaleme aldığı “What Are Journalists For?” (Gazeteciler Ne İçindir?) adlı eseriyle birlikte yaygınlık kazandığı söylenebilir.
J.D. Lasica’ya göre bireyler, yurttaş gazeteciliği pratiklerine, var olan haberlere yorum, fotoğraf ve video ekleyerek; bağımsız haber siteleri kurarak ve haberlerin işbirliği içinde yapıldığı mecralar oluşturarak katkı sunabilirler.
Türkiye'nin ilk internet haber sitelerinin kurucularından biri olan Ardahanlı Gazeteci Yazar: Mehmet Ali Arslan "yurttaş gazeteciliği" başlıklı bir makalesinde gazeteciliği bir bütün olarak tanımlamıştır. Arslan makalesinde "Gazeteci; güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında veri toplayıp, araştırıp, arşivleyip olabildiğince tarafsız bir şekilde yayımlamaya gayret gösteren kişidir, gazetecilik bilgi yetenek ve beceri gerektiren zor bir meslektir gazetecilik yapabilen herkes Gazetecidir"demiştir.
Korkmaz Alemdar ve Ruhdan Uzun, Herkes İçin Gazetecilik adlı eserlerinde yurttaş gazeteciliğini halk odaklı gazeteciliğin (public journalism) bir devamı olarak görüyorlar ve bu kavramı, hızlı değişen medya ortamındaki gazetecilik pratiklerini tanımlamak için kullanıyorlar. Yurttaş gazeteciliği pratiklerinde haber oluşturma sürecinde yalnızca resmî makamlarla değil, yurttaşlar ile de sıklıkla temasa geçilmektedir. Bu şekilde yurttaşlar haberin oluşturulmasında çok daha aktif bir role sahip olmaktadır.demiştir
Türkiye’de yurttaş gazeteciliği pratiklerinin son zamanlarda gelişme kaydettiği gözlemlenmekte. Son yıllarda sayısı artan yurttaş gazeteciler, profesyonel gazetecilerden farklı haber içerikleri üretebilmekte, haber değeri taşıdığına inandıkları olayları cep telefonu ile kaydedip sosyal medya hesaplarında yayınlayabilmektedirler. Özellikle 2013 yılında yaşanan Gezi protestoları sürecinde anaakım medyanın haberleştirmekten kaçındığı kimi anları, vatandaşlar sosyal medya mecraları aracılığıyla ile aktarmışlardı. Gökhan Biçici, Gezi sürecinde yurttaş gazeteciliğini ele aldığı makalesinde bu tip gazeteciliğin, sansüre karşı gerçek haber talep eden toplumun tepkisini ifade biçimlerinden biri olduğunu ve yurttaş gazeteciliğinin, gazeteciliğin toplumla yeniden buluşması olarak nitelenebileceğini ifade etmiştir.