ALF (ALF) DİZİSİ
   Uzun kulakları, boğumlu uzun burnu, bodur boyu, kahverengi tüylerle kaplı vücudu ve ukalalığıyla hepimiz sevmiştik "Alf”i…
   Gelmiş olduğu Melmac gezegeninin zaman anlayışına göre 202 yaşında, bekâr, Yay burcundan ve Melmac koleji mezunu bu "Uzaydan Gelen Misafir”in mazisinde okuldayken üç yıl boyunca yaptığı beyzbol takımının as kaptanlığı, uzayda yörünge bekçiliği ve part-time mankenlik gibi uğraşlar bulunuyordu.
   Ve nasıl olduysa günün birinde uzayda dolaşırken umulmadık bir "teknik arıza” sonucu uzay gemisiyle birlikte dünyaya, Amerika'da bir evin garajına düşüveriyordu. Gemisi de haşat olduğundan Melmac gezegenine bir daha dönemiyordu. (Aslında bir bölümde eline dönme şansı geçse de, Tanner ailesini çok sevip alıştığı için bu fırsatı elinin tersiyle geri itiyordu.)
   Alf, mavi gezegenimizin düzenine, âdet ve kurallarına uyum sağlamakta gecikmemişti. TV izliyor, doğuştan kabiliyetli olduğuna inandığı, artık kimsenin gülünecek bir yön bulamadığı esprileri, kedileri yemek gibi garip huyları olması, istisnasız her bölümde yanlarında kaldığı Tanner ailesinin başını derde sokmasıyla, uzaylı olmasının getirdiği farklılıkla doğaüstü şeyler değil, gayet insani ve "bizden” davranışlarda bulunuyordu. Böylelikle tanımış ve sevmiştik "Alf”i...
   Ve ailenin fertleri: Lynn, Bryan, Kate ve Will... "Alf"i, başı derde girdiği her zor durumda kimselere göstermemek için çabalayan, NASA'da, ya da biyoloji laboratuvarlarında görevli kişilerin inceleme yapmak üzere alıp götürmemeleri için kendilerini deyim yerindeyse "ateşe atan” fedakâr bir aileydi.
  İtalyan asıllı meraklı komşuları Bay ve Bayan Ockmonic. Dırdırcı, vırvırcı, her daim birilerinin evini gözetleyen meraklı Bayan Ockmonic ve artık yaşlı karısından gına getirmiş, umursamaz olmuş, dertli kocası. Tanner'ların da en iyi komşularıydı...
   Bölümler ilerledikçe, insanlarla yaşaya yaşaya giderek ' 'uzaylı” kimliğinden sıyrılıp, insanlaşmaya başlıyordu Alf, iyi ve kötü taraflarıyla. Carlo Collodi'nin “Pinokyo"su misali duyarlılaşıyor, sevmeyi, ağlamayı öğreniyor, tabii bir yandan da kıskançlık, kötülük gibi huyları da kapıyordu. Değişim tek boyutlu olarak kalmayıp, dışa da yansıyor, zaman zaman ceketli-kravatlı takım elbiselerle çıkıyordu karşımıza.
   Ne var ki ABD'li televizyoncular Alf'in maceralarını yalnızca 102 bölüm çekmişlerdi.  TRT’de, belki de tarihinde ilk kez herhangi bir "azizlik” yapmayarak, ”Alf”'in çekilmiş tüm maceralarını eksiksiz TV2’de bizlerle buluşturmuştu. Ülkemizde ilk bölümü 11 Nisan 1990 Çarşamba günü yayınlanan dizinin, son bölümü ise 18 Mart 1992 Çarşamba akşamı yayınlanarak ekranlara veda etmişti. (Sevilen dizinin eski bölümleri 90’lı yıllarda Kanal D’de tekrar yayınlanmıştır.)
 
Not: Kaynak olarak, 23 Şubat 1992 (Sayı:8) tarihli TV’de 7 Gong dergisinden yararlanılmıştır.

Mehmet Ali Arslan - imparator Gazetesi + Name Gazetesi ortak yayın